Anlamak mı, Anlatmak mı?

Günümüzde en çok kullandığımız ama belki de en az anladığımız kavramlardan biri iletişim. Hepimiz konuşuyoruz, dinliyoruz, yazıyoruz… Ama gerçekten iletişim kurabiliyor muyuz?
İletişim denilince akla genellikle "konuşmak" gelir. Oysa iletişim sadece kelimelerle değil, suskunluklarla, mimiklerle, beden diliyle, hatta sessizlikle bile kurulur. Bir bakış, bazen bir sayfalarca kelimenin anlatamadığını anlatabilir. Kelimelerin sihirli gücü iletişim için değerli bir elmastır.
En büyük iletişim sorunlarımızdan biri, "dinlemek" yerine "cevap vermek" için beklememiz. Karşımızdaki insanı gerçekten dinliyor muyuz, yoksa sadece kendi sıramızı mı bekliyoruz? Oysa sağlıklı iletişim, karşındakini anlamaya çalışmakla başlar. Empati, iletişimin görünmeyen ama en güçlü aracıdır.
İletişim aynı zamanda bir sorumluluktur. Her kelimenin, her ifadenin bir etkisi vardır. Bazen farkında olmadan söylediğimiz bir söz, karşımızdakini kırabilir ya da mutlu edebilir. Bu yüzden dilimizi seçerken özenli olmalı, düşünerek konuşmalıyız.
Dijital çağda iletişim daha hızlı ama daha yüzeysel hale geldi. Mesajlaşma uygulamaları, sosyal medya ve e-postalar, iletişimi kolaylaştırdı ama derinliğini azalttı. Göz göze bakarak yapılan bir sohbetin yerini hiçbir emojinin tutabileceğini sanmam doğrusu.
Unutmayalım: İletişim sadece kendimizi ifade etmek değil, karşımızdakini anlamaya çalışmaktır. Gerçek iletişim, kalpten kalbe kurulan bir köprüdür.
Bugün birine sadece “Nasılsın?” deyip gerçekten cevabını dinlemeye ne dersiniz?