KÜLTÜREL BİR MEKÂN OLARAK DİYARBAKIR ÇERMİK HAMAMI
KÜLTÜREL BİR MEKÂN OLARAK ÇERMİK HAMAMI

ÖNDER GÜZELARSLAN
info@aktuelgazete.com - 02126647132Tarih boyunca hem sağlık hem de sosyal hayatının önemli bir parçası olan hamamlar, kültürel olarak tarih boyunca farklı toplumsal rollere sahip olmuştur. Osmanlı döneminde hamamlar, kadınların sosyalleştiği ve bir araya geldiği mekanlar olarak bilinse de hamamı hem erkekler hem de kadınlar kullanırdı. Hamamlar sadece fiziki değil aynı zamanda ruhi bir arınma yeriydi. Hamamlar aynı zamanda kültürel bir miras ve sosyal bir etkileşim merkezleriydi. Eski Mezopotamya’da yapılan kazılarda dünyanın en eski hamamı olarak kabul edilen Asur hükümdarlarına ait bir yıkanma tesisi bulunmuş, Dicle kıyısındaki Asur’da Kral 3. Salmanasar’ın bir hamamının varlığı tespit edilmiştir. Arapça da “ısınmak” anlamına gelen hamam, Türkler tarafından benimsenmiş ve hayatın bir parçası olmuştur.
Türk hamam kültürü, kökleri Orta Asya’ya dayanan ve Roma hamam kültüründen etkilenerek gelişen ve günümüze kadar ulaşan, modern terapi yöntemleriyle birleşerek zenginleşen bir gelenektir. Bu gelenek, sadece bir temizlik ritüeli olmanın ötesinde, tarih boyunca önemli bir sosyalleşme ve sağlık merkezi olarak hizmet vermiştir. Türk hamamında geçirilen zaman, sadece fiziki temizlikle sınırlı olmayıp aynı zamanda zihni bir dinginlik de sağlar. İnsanların dinlenmek için de kullandığı hamamlar genellikle çift katlı yapılar halinde inşa edilirdi. Bunun sebebi ise kadın ve erkekler için ayrı ayrı bölümler şeklinde düşünülmesidir. Geleneksel hamamlar birkaç bölümden oluşurdu. Soğukluk olarak adlandırılan ana bölüm insanlar yıkanmadan önce hazırlık yaptıkları yerdir. Burada soyunma dolapları, havlular ve sıcaklık farkından dolayı rahat bir şekilde yaptıkları yere yıkanmak için kullanılan farklı sıcaklıklardaki taş platformlar bulunur. Sıcaklık farkı, insanların vücudundaki toksinlerin atılmasına yardımcı olur. Sıcaklıklar genellikle ılık, sıcak ve çok sıcak olarak üç kısma ayrılırdı.
Geleneksel hamam kültürünün en önemli unsurlarından biri de kesedir. Kese, insanların ciltlerindeki ölü hücrelerin atılması için yapılan bir çeşit peeling işlemidir. Hamamda kese işlemi, sıcaklık farkından faydalanılarak yapılır. Bu sayede, insanların cildindeki ölü hücreler rahatlıkla temizlenir ve yenilenir. Hamamlar, mimari yapısı ve dekorasyonuyla Osmanlı döneminde önemli bir yer bulmuştur. Geleneksel hamam kültürü, Osmanlı İmparatorluğu’nun dağılmasının ardından gerilemiş olsa da günümüzde hala birçok geleneksel hamam, korunarak hizmet vermeye devam ediyor. Özellikle yabancı turistlerin oldukça ilgisini çeken bu hamamlar arasında İstanbul bulunan Ayasofya Hürrem Sultan Hamamı, Konya’daki İnce Minareli Medrese Hamamı ve Bursa’daki Eski Kaplıca Hamamı en önemlileri sayılır.
Hamamlar ile ilgili bu girizgahtan sonra Diyarbakır Çermik’teki hamam kültürü hakkında bilgi verelim. Oraya girmeden önce Çermik’e dair anlatıla gelen bir hikâye var, önce onu hatırlayalım. Bu hikâye Çermik’teki termal sularla ilgili.
Tarihte Aberna olarak bilinen Diyarbakır’ın Çermik ilçesi, yörede şifa merkezi olarak bilinen termal sularıyla bilinir. Nitekim ilçe de adını sıcak su anlamına gelen Çermik’ten alır. Yörede Melike Belkıs Efsanesi diye anlatılan gelen efsane ise şöyledir.
Çok eskiden yörede hüküm süren bir Acem krallığı varmış. Bu Acem kralının Melike Belkıs isimli bir kızı varmış bir gün bu kız hastalanmış ve vücudunun her tarafında yaralar çıkmış. Bu yaraları o dönemde hiçbir tabip iyileştirememiş. Bir süre sonra da yaralar kurtlanmaya ve her tarafını kötü kokular sarmaya başlamış. Bu durum karşısında çaresiz kalan kral, kızını muhafızlar aracılığıyla bir ormana bırakmış. Melike Belkıs, tesadüfen termal suyunun çıktığı yere gelmiş ve yeraltından çıkan sıcak suyu fark etmiş. Ayaklarını sıcak suyun içine bırakan Belkıs, yaralarının iyileştiğini görmüş. Birkaç gün ayaklarını suya soktuktan sonra bütün yaraları iyileşen genç kız, daha sonra bütün vücudunu suya sokmuş ve yıkanmış. Muhafızlar, kral kızının iyileştiğini görünce krala haber vermişler. Kral, hemen oraya gelmiş ve suyun çıktığı yere hamam yaptırmış. Çermik’te dönem dönem efsane kahramanı kızın adından esinlenilerek “Melike Belkıs Şenlikleri” adı altında festivaller de yapılmaya başlanmıştır.
İşte bu efsaneden yola çıkarak Çermik’te Gelin Hamamı Geleneği düzenlenmeye başlanmış. Bu geleneğin sürdürüldüğü yer bugün Çermik termal sularının olduğu mekânıdır. Çermik’te ilçe merkezinde tarihî “Saray Hamamı” bulunmaktadır. Daha eski bir hamam ise bozulmuş ve ev olarak kullanılmaktadır. Çermik’te termal suların bulunduğu bölge, “Hamambaşı” yöre ağzıyla “Hambaşı” olarak adlandırılır. İlçe girişinde yer alan Hamambaşı, civar il ve ilçelerden gelenlere de hizmet sunacak çok sayıda otel ve pansiyona sahiptir.
Türk halk kültüründe geçiş dönemlerinde belirli ritüeller gerçekleştirilir. Hayatın üç önemli geçiş döneminden biri olan evlenmenin aşamalarından biri olan “gelin hamamı” geleneği, Anadolu’nun muhtelif yerlerinde Çermik’tekine benzer şekillerde uygulana gelmektedir. Çermik’teki gelin hamamı, iki aşamada gerçekleştirilen bir gelenektir. Gelin hamamının ilkine gelin, düğünden iki veya üç gün önce götürülür. İlk bölümde törene sağdıç, kaynana, gelin ve gelinin yakınlarından biri katılır. Kız, nişanlı olduğu süre zarfında da hamama götürülür. Nişanlılık süresine göre bu, birkaç kez tekrarlanır. Hamamda kaynana, gelin adayının fiziksel durumunu, herhangi bir kusuru olup olmadığını gizlice kontrol eder. Gelin, hamama ikinci kez düğünden 15 gün sonra götürülür. Gelinin hamama götürülmesi işini sağdıç üstlenir. Davetlilerin hamama ulaşım ücretleri sağdıç tarafından karşılanır. Gelin, bu eğlence törenine sevdiklerini çağırır. Gerek damadın gerekse gelinin yakın akrabalarının katıldığı gelin hamamı, oldukça renkli ve neşeli görüntülere sahne olur. Eğlenceye, sesi güzel, darbuka-tef çalmayı bilen bir kadın da çağrılır. Böylece gelin hamamına katılanların güzel bir gün geçirmeleri sağlanır. Bu törende gelin, ortaya alınır ve dellek tarafından yıkanır. Bu esnada genç kızlar, gelinin etrafında daire olur, döner ve oynarlar. Gelin hamamı, gelin için çok özeldir. Ona bu özel günde ipekten peştamal ve takunya giydirilir. Davete katılanlar, geline çeşitli hediyeler verirler. Bu hamam eğlencesi, yemekli olur ve damat tarafınca hazırlanan yemekler, davetlilere ikram edilir. Bazen yemek davetliler tarafından getirildiği olur. Hamam eğlencesinin önemli unsurlarından biri de nardır. Bunun sebebi narın gerek yörede bolca bulunması gerekse hamamdaki sıcak ortamda sağladığı ferahlatıcı özelliktir. Gelin hamamı tamamlandıktan sonra gelin başta kaynanası olmak üzere kendisinden yaşça büyük olan bütün davetlilerin ellerinden küçüklerin gözlerinden öperek en güzel kıyafetlerini giyer. Hamamda “gelin hamamı” olduğunu bilen diğer insanlar, o gün asla hamama gitmezler. Gelin hamamı, bir gelinin hayatında yaşayabileceği en güzel anlardan biri olarak belleklerde yerini alır. Bugün yörede, gelin hamamı geleneği neredeyse kaybolsa da sürdürmeye çalışanlar vardır.
Çermik hamamlarının bir başka işlevi de yörede evlilik çağına gelmiş erkek çocukları olan anneler için “kız beğenme” imkânı sunan en nadide mekânlardan biri olmasıdır.