ŞİFA KAYNAĞI KIZILCAHAMAM TERMALLERİ

Daha önce de birçok defa dile getirdim. Türkiyejeotermal kaynaklar açısından potansiyeli oldukça yüksek bir ülke. Öyle ki kaynak zenginliğinde dünyada üçüncü Avrupa’da ise birinci sırada. Hatta termal kaynaklarımızdaki mineral zenginliği açısından dünya da birinciyiz desek yanlış söylemiş olmayız. Ancak bütün bunlara rağmen termal kaynaklardan haklımızın istifade etmesi ve sağlık açısından değerlendirme noktasında Avrupa’nın ve dünyanın çok çok gerisindeyiz. Genelanlamda bakıldığında da bu termal kaynaklarımızın sadece %10 civarında bir kısmını kullanıyoruz. Yeterli düzeyde bilinç olmadığı için ve son yıllarda bazı çalışmalar yapılıyor olsa da sağlık açısından tamamlayıcı ya da önleyici tedavi de çok kullandığımız söylenemez. 

Genel olarak su banyosu, soluma, içme, çamur banyosu gibi yöntemlerle kullanılan termal tedavi yine çoğunlukla fizik tedavi, cilt ve mide hastalıkları alanında kullanılıyor. Aslında işin gerçeği bu termal kaynalar sağlık alanındailk olarak önleyici ve koruyucu bir fonksiyon üstlenmesi gerekiyor. Doğru kullanım hasta olmadan istifade etme yöntemidir. Bu açıklamalardan sonra geçen haftalardakonu edindiğim Kızılcahamam ilçesinin tanıtımı yazısında kısaca değindiğim Kızılcahamam termal kaynakları hakkında bilgiler vermeye çalışacağım bu yazımda. 

Roma İmparatorluğu döneminden bu yana kullanıla gelen Kızılcahamam termallerini çoğumuz siyasi partilerin bu bölge de kamp yapmalarıyla tanıyor belki.Anadolu’nun neredeyse orta noktası diyebileceğimizbaşkentimiz Ankara’ya bağlı bir ilçe olan Kızılcahamamdan söz açıldığında şüphesiz ilk akla gelen termal sular.Pek çok hastalığın tedavisinde fayda sağlayan Kızılcahamam termal suları çok eski dönemlerden beri biliniyor olsa da ülkemizde son yıllarda özellikle öneçıkaran ülke çapında meşhur olmuştur. 

Osmanlı döneminde de bilinen Kızılcahamam termal kaynaklarının bu dönem ait bir hikayesi de var. Bazıtarihi kaynaklarda ifade edildiği üzere, Osmanlı Devleti’yle Timur arasında Kızılcahamam’a çok yakın olan Ankara’nın Çubuk Ovası’nda 1402 yılında gerçekleşen Ankara Savaşı sırasında, belki de savaştan hemen sonra Ankara'da kaldığı sekiz günlük süre içindeTimur, aksayan bacağına şifa olsun diye bölgedeki termal sulardan faydalandığı, sık sık bu sularla banyo yaptığı belirtilir. Yine bir seferinde sıcaklığı 80º C olan termal suda yıkanırken, bacağını birden suya soktuğunda yanma hissedip: 'Aman bre Kızılcahamam!' diye bağırdığını ve ilçenin isminin de buradan geldiğini belirtenler var. 

Ali Cevad Efendi, 'Memalik-i Osmaniyye'nin Tarih ve Coğrafya Lügatı'nda, Kızılcahamam ile ilgili ilçe de 'biri Sek Hamamı'nda, ikisi de Kızılca'da bulunan termal suların varlığından bahseder. Ankara ve civar illerden pek çok insanın buraya gelip 60 odalı hanlarda kalarak tedavi olmaya çalıştığını anlatılıyor. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa kemal Atatürk de 16-17 Temmuz 1934’te Kızılcahamam’ı ziyaret ederek büyük ve küçük termali gezmiş ve yetkililere buraların geliştirilmesi yönünde direktifler vermiştir. Odönemlerde termal tesisler çok ilkel yapı da iken 1943’te zamanın Ankara valisi Nevzat Tandoğan'ın desteği ve yardımları ile tesisler yenilenmiştir. 

Kızılcahamam termallerine ülkenin dört bir tarafından tedavi amaçlı gelenler oluyor. Kızılcahamam2ın tabii güzelliği ve soğuk Su Milli Parkı’nı da ziyaret eden insanlar hem şifalı sularla tedavi oluyor hem de muhteşem atmosferiyle huzur dolu vakitler geçiriyor. 

Kızılcahamam termallerinde mineral olarak genel olaraksodyum-bikarbonat, klor ve florür bulunuyor, termal ve mineralli sudur. Buradaki termal su genel olarak cilt hastalıkları tedavisinde kullanılsa da iyi geldiği ve tedavi ettiği rahatsızlıkları şöyle sıralayabiliriz. Kireçlenmelere bağlı eklem hastalıkları (Osteoartroz), yumuşak doku romatizmaları (Fibromiyalji sendromu), boyun, sırt, bel ağrıları, boyun ve bel fıtığı ağrıları, siyatik, spor yaralanmalarında, stres bozukluğu, Stres bozukluğuna bağlı kaslarda ağrı ve kasılma durumunda, vücuttaki sinir sıkışmalarına bağlı uyuşmalar romatizma, kadın hastalıkları ve egzama gibi hastalıklar. 

Son yıllarda Kızılcahamam da yapılan büyük oteller kongre ve toplantılara ev sahipliği yapmakta, bu yolla dailçe turizmi gelişmektedir. İlçenin Ankara başta olmak üzere birçok ile de yakın olması buradaki termallerde yoğunluğa sebep olmaktadır. Bugüne kadar henüz Kızılcahamam termalleriyle tanışmadıysanız ve Kızılcahamam’ın o güzel tabiatıyla buluşmadıysanız, yöreye ait güzel yemeklerden henüz yemediyseniz yönünüzü mutlaka Kızılcahamam’a çevirmelisiniz.